Bilindiği gibi ülkemizde Türk Dil Kurumu kelime zenginliğimizi kontrol altında tutan ve gerekli tasnifi yapan tek kurum. Ana dilimiz Türkçe dersi toplamda 111. 027 kelimelik Türkçenin esasını oluşturuyor. Elbette bir de dilimize sonradan girmiş 14.198 kelime bu zenginliğin içerisinde yer alıyor. Her ülke konuştuğu kendi dili anlama oranına sahip olduğundan kendi anadiline olan hâkimiyeti başarısını büyük oranda etkiler. Özellikle son yıllarda kendi anadilinde konuştuğunu tam olarak anlayamayan birçok öğrencinin sınavlarda başarısızlık kaydetmesi bu konuda acilen bir takım tedbirlerin alınmasını zorunlu kılıyor. Çünkü ister sayısal ister sözel tüm sınavlarda sorulan sorular Türkçeye hâkim olunmadan anlaşılmıyor ve doğal olarak anlaşılmayan bir sorunun çözülmesi de mümkün olmuyor. Dolayısıyla öğrencilerin matematikteki başarısızlığının bile başarısızlığının bir bölümü buradan kaynaklanıyor.
Türkçe Dersi Okuma Yeterliliği Giderek Düşüyor
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından her üç yılda bir yapılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı( PISA) 15 yaşındaki öğrencilerin bilgi ve becerilerinin ölçüldüğü bir program ve temelinde elde edilen verilerin değerlendirilmesi yatıyor. Türkçe dersi okuma yeterliliği olarak tanımlanan bu yapıda çocukların kendi dillerinde ne kadar anlama kabiliyetlerinin olduğu? Ortaya çıkarılması açısından oldukça önemli bir veri diyebiliriz. 2015 yılanda yayınlanan bu teste göre maalesef ülkemiz okuma yeterliliğinde 72 ülke arasında 50.inci sırada yer alıyor. işin korkutucu tarafı 2015 yılından 3 yıl önceki 2012 yılında yapılan ölçümde 42. sırada yer alan Türkiye’nin 2015 yılında 8 puan birden gerileyerek durumun kötüleştiğini göstermesidir. Bunun anlamı çocuklarımız okuduğunu anlamıyor ve bu şekilde sınavlara giriyor. Dolayısıyla sınavın matematik fizik veya kimya olması önem arz etmiyor ve başarısızlık kaçınılmaz oluyor.
Okuduğunu Anlamada 1000 Çocuktan Sadece 3 Tanesi En İyi Seviyede
Tabii istatistikî veriler değerlendirildiğinde rakamlar biraz daha işin vahametini ortaya koyuyor. bu gerilemenin yansıması da 1000 çocuk baz alındığında matematik sınavında sadece 3 tanesinin okuduğunu tam manası ile anladığını gösteriyor. Fen dersinde durum daha da kritik çünkü fen dersinde okuduğunu tam olarak anlayan çocuk sayısı yine 1000 çocukta sadece 1 çocuk olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla bu duruma karşı herhangi bir tedbir geliştirilmesi durumunda ilerleyen yıllarda çok çok daha kötü tablolarla karşılaşacağımız bir gerçektir.
Mekezi Sınavlarda Türkiye Ortalaması başlıklı yazımıza ulaşmak için linke tıklayabilirsiniz.