Gündelik yaşamımızda fizik kanunlarını aslında hepimiz birebir yaşıyoruz. Dolayısıyla günlük hayatta fizik kanunları oldukça önemli bir yer tutuyor. Sadece bunu dikkatli gözlerle incelemek ve farkına varmak gerekiyor. Sözgelimi içerisi helyum gazı ile dolu bir balonun yukarıya doğru uçuşu veya kütlesel ağırlığı bulunan bir maddenin aşağı doğru düşüşü ilk akla gelen örnekler oluyor. Elbette bu örnekler yüzlercesi ile çoğaltılabilir. Burada önemli olan sonsuzluğun ve evrenin içerisinde yer alan gezegenimizi anlamak ve bu kuralların işimize nasıl yaradığını bilmek olacaktır. Newton kanunları olarak bilinen ve basit bir tanımlama ile yer çekimi kuvvetini anlamamızı sağlayan bilimsel veriler günümüze kadar varlığını sürdürerek temel ders kitapları içerisindeki yerini halen korumaktadır. Dolayısıyla gerek gündelik yaşamda gerekse eğitim ve öğrenim noktasında bu kurallar bütününü iyi tahlil ederek özümsemek gerekiyor.
Devamını OkuUzayın sonsuz boşluğu içerisinde atomdan daha küçük olan dünyamız elbette bir takım fizik kurallarına göre bu yapıda yer alıyor. Kütle çekim yasası ile evrendeki dengenin varlığını anlamaya çalışan bilim insanları bu konuda gerekli ilk argümanı kuşkusuz Newton kanunları olarak bilinen sistematik içerisinde buldular. Bu kurallar bütününe göre belirli bir yükseklikten serbest bırakılan herhangi bir cismin zemine doğru düşmesinin tek sebebi kütle çekim kuvvetinin etkisinden başka bir şey değildir. Ancak ilk etapta basit bir görsellik arz etse de bu olay matematiksel açıdan bakıldığında son derece enteresan ve oldukça karmaşık bir yapının görünen yüzü olduğu anlaşılır. Bu durumda kütle çekim gücünün hesaplanması sayesinde gezegenimizin diğer gezegenler ile etkileşiminin ortaya çıkarılması pekâlâ mümkün olmaktadır. Anlatımı biraz daha sadeleştirirsek; dünyamızın hangi noktasında olursak olalım aslında tam merkeze doğru bir çekilmenin söz konusu olduğu görülür.
Devamını Oku