Gelişmiş toplumlar geçmişte neler yaşandığına dikkat ederek gelecekte neler yapılması gerektiğinin planlarlar. Dolayısıyla gelişebilmek için geçmişi iyi okumak ve gelecekte toplum olarak sizin neyi beklediğini çok iyi anlamak gerekiyor. Bunun çok basit ve son derece geçerli bir nedeni vardır. Çünkü geçmişte yaşanan düşmanlıklar veya dostlukların bugünün şartlarında hangi seviyelerde olduğu ve düşmanların dost, dostların ise düşman olabileceklerini kestirmek için tarihe bakmamız yeterli olacaktır. Bundan ötürüdür ki tarihte neler yaşandığı her toplumu yakından ilgilendiren bir meseledir. İşte tam bu noktada tarih dersinin önemi ortaya çıkıyor. Çünkü tam olarak bilgi edinmek istiyorsak yazılı kaynaklara başvurmak zorundayız.
Tarihini Bilmeyenler Millet Olamamışlardır
Tarihi olayların şekillendirdiği günümüz şartlarını değerlendirirken dikkat etmemiz gereken en önemli başlık hiç kuşkusuz ki yaşanan zorluklar ve bu zorluklardan çıkış yollarının nasıl bulunduğudur? Bu nedenle tarih okurken en ufak detayı bile kaçırılmaması deyim yerindeyse şarttır. Kendimizden örnek verecek olursak; Birinci dünya savaşına neden girmek zorunda kaldığımızı ve nasıl bir sonuçla karşılaştığımızı, ardından kurtuluş savaşının nasıl ve kimlere karşı yapıldığının? Tam olarak bilinmesi gelecekte hata yapmamızı önleyecek en önemli metot olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla tarihsel gelişimin unutulmaması ve hafızaların sürekli olarak nesilden nesile aktarılırken canlı kalması hayati bir önem taşıyor.
Tarih Dersi Unutmamızı Önlüyor
Devletlerarasında dostluk ve düşmanlık kavramları dönemsel olarak değişiklikler gösterebiliyor. Burada esas dikkat edilmesi gereken konu; bir şeyden zarar görüldüğünde bunun nereden kaynaklandığını çok iyi analiz etmek ve tekrar aynı hataların yapılmamasını sağlamaktır. Tüm bunlara riayet etmeyen ülkeler, devletler veya milletler aynı sorunlarla tekrar tekrar karşılaşarak en sonunda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelirler. Elbette bu yok oluş sadece coğrafi olarak da sınırlı kalmayabilir. Çünkü çok büyük acıların yaşanmasına hatta ve hatta tarihini bilmeyen milletlerin yeryüzünden silinmesine kadar uzanan bir sürecin yaşanmasının söz konusu olabileceği hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır. Tarihi bilincini kaybedenlerin nelere maruz kaldığını yine tarihi kaynaklardan biliyoruz. Bu güne kadar birçok medeniyetin, kavmin veya devletin yok olduğu tüm bu olayların varlığıyla ispatlanmış durumdadır. Bu nedenle tarihi bilincin oturabilmesini sağlayan yegâne yol tarih dersinin can kulağı ile dinlenmesinden geçiyor. Bunun yanı sıra tarihi olaylardan ders alınarak elde edilen son derece değerli verilerin kişilik benliği oluşturulmasında büyük bir öneme sahip olduğunu da anti parantez belirtmiş olalım. Esen kalınız.
Bilim İnsanlığı başlıklı yazımıza linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.