Ne yapıyorsanız yapın severek yapın. Çünkü sevilmeden yapılan hiçbir işin başarı şansı bulunmaz. İçerisinde sağlıklı ve özgür düşüncenin ya da sevginin olmadığı hiç bir meslek grubu yoktur ve her mesleğin kendisi bizzat aşktır. Dolayısıyla âşık olmadığınız bir işi yapıyorsanız eninde sonunda ya o sizi bırakacaktır veya tam tersi siz onu terk edeceksiniz demektir. Keyif almadığınız bir iş kolunda geçici olarak gösterdiğiniz başarılar ya da kariyer yapma planı hedefinizin çok altında kalacaktır. Çünkü sizinle birlikte binlerce insan aynı işi yapıyor ve hemen hemen aynı başarıyı gösteriyor. Bu durumda nasıl bir fark yaratacaksınız? Sözgelimi İbni Sina'nın doktorlukta göstermiş olduğu başarı gibi sizin yaptığınız işlerde binlerce yıl konuşulacak mı? Eğer işinizi sevmiyorsanız cevabımız hayır olacaktır. Belki bir plaket veya bir başarı belgesi ile ödüllendirileceksiniz. Fakat bu asla sizi tatmin etmeyecektir.
Düşüncelerinizi Özgür Bırakın
Maalesef günümüz şartlarında iş bulmaya ve “çalışayım da hangi iş olursa olsun” tarzında bir yaklaşım hakim. Bu da insanları vasıfsız niteliklerden büyük başarı öyküleri çıkartmaya zorluyor. Doğal olarak istenilen bir başarı elde edilemediğini de bu kez umutsuzluğun hakim olduğu sıradanlık insanın ruhunu kaplıyor. Bu noktada genel kabul görmüş bir tavsiyede bulunabiliriz. Düşüncelerinizi özgür bırakmaktan ve hayallerinizin peşinde koşmaktan daha iyi bir metodun henüz bulunmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun en çarpıcı örneğini elektrik ampulünü bulan Edison'un çok ilginç bir hikâyesinde görebilirsiniz. Dilerseniz hemen kısaca sizlerle paylaşalım.
Thomas Edison'un Annesi Onun ruhunu Özgür Bırakıyor
Edison öğretmenleri tarafından sevilmeyen bir öğrencidir ve okulda istenmemektedir. Öğretmenleri bu durumu bildiren bir mektubu annesine vermesi için Edison’a vermiştir. Edison öğretmenlerinin verdiği bu mektubu açmadan annesine teslim eder ve okumasını ister. Mektupta özetle şöyle yazıyordur “oğlunuz şaşkın ve akıl hastası bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz” bu notu okuyan annesi ağlamaya başlar. Minik Thomas annesine neden ağladığını sorduğunda oğluna gerçeği söylemek yerine “öğretmenlerin senden çok memnun bana “oğlunuz bir dahi ve bu okul onun için çok küçük. Bu nedenle onu eğitecek yeterlilikte öğretmenlerimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin” diye not göndermişler” dediğinde artık Edison için yeni bir süreç başlamıştı. Kendini bilime ve eğitime veren Thomas Edison binlerce yıl konuşulacak büyük icadını gerçekleştirmiştir. Eğer annesi onun ruhunu özgür bırakmamış ve düşüncelerini özgürce hayata geçirmesine izin vermemiş olsaydı bugün halen karanlıkta oturuyor olabilirdik. Dolayısıyla hangi iş kolunda olursanız olun başarıda size öncülük edecek olan hayallerinizdir.
Meslek Seçiminde Bugünün Şartları isimli yazımız bir bölümü tercih ettiğiniz zaman ki şartların mezun oluncaya kadar geçen zamanda nasıl değişebileceğini konu almaktadır.