Sanat Eğitimi Prensipleri

Bir toplumun endüstriden mekaniğe, teknolojiden güzel sanatlara kadar her alanda eğitimli olması, o toplumun refah ve huzur içerisinde yaşamasının yegâne yoludur. Bu çerçevede sanat eğitimi prensiplerinin belirli kurallar çerçevesinde işletilmesi, ortaya çıkan ihtiyaçların profesyonel düzeyde karşılanmasını sağlayacaktır. Sonuçta sanatçıların ortaya koyduğu eserler bizzat sanatçının içerisinde yaşadığı toplumun izdüşümüne göre şekillenerek örnek teşkil eder. Sanatsal faaliyetler ile yakından ilgilenen felsefenin tüm kolları, ortaya çıkan eserle birlikte düşünmenin önünün açıldığı gerçeğinden yola çıkarak ses sanatçısı, müzisyen, ressam ve heykeltıraşlık gibi meslek gruplarının toplum tarafından saygı ile karşılandığında hem fikirdir. Bu nedenle sanat ve felsefenin oldukça yakın bir ilişkisi olduğunu söylemek mümkündür.

Gitar, Piyano, Flüt veya Resim Eğitimi Kapsamlı Bir Çalışmayı Gerektiriyor

Herkesin yaptığı işe saygı duyması gerekliliği evrensel ilkelere dayanan bir kuraldır. Fakat bu kural sanatçılarda en katı haliyle işler. Çünkü beğenilmeme ve takdir edilmeme gibi bir riskle her zaman karşı karşıyadırlar. Dolayısıyla ister ses sanatçısı olsun ister her hangi bir enstrüman çalsın, eğitimli bir kişilik her zaman için gerek halkın gözünde gerekse kendi camiasında bir adım önde olur. Bu bağlamda iyi bir müzisyen olabilmek için sözgelimi özel olarak piyano eğitimi veya gitar eğitimi almak müzisyenlik mesleğinin profesyonelliğinin ilk adımının doğru atılması anlamını taşımaktadır. Elbette bu örnekler çoğaltılabilir örneğin dünyaca ünlü tanınan bir ressam olabilmek için öncelikle çok iyi bir sanatsal eğitimden geçtikten sonra çok sayıda eserde ustalaşmak gerekiyor.

Sanat Eğitimi Prensipleri İle Geleceğin Sanatçıları Şekilleniyor

Bilindiği gibi eğitimin her alanında dönem dönem yeteneklerin sınırlı kaldığı zamanlar olur. Dolayısıyla böyle bir durumda eksik kalan sanatsal becerilerin geliştirilmesi için en azından pratikte yapılan uygulamaların varlığı aranır. Özellikle geleceğin sanatçılarının yüksek öğrenimle şekillendiği üniversitelerin konservatuar bölümleri teorik bakımdan önemli bir eğitim alanıdır. Fakat uygulama mutlak surette ilgilenilen bölümün kendine has fonksiyonel özelliklerinin uygulama sahasında kullanılabilmesi gerekecektir.  İşte bu noktada sanat eğitimi prensipleri devreye girerek yetiştirilen kişinin teorik eğitimin yanı sıra pratikte de tecrübe kazanmasını sağlar. Bu nedenle sanat eğitimi prensiplerini değerlendirirken sadece teorik bilgilerden yola çıkarak bir müzisyenin veya ses sanatçısının ortaya çıkarılabileceğini düşünmek yanlış olacaktır.

Hakan Hocamız gitar dersi konusunda on yılı aşkın tecrübeye sahip bir müzisyendir. Profilne ulaşmak için linke tıklayabilirsiniz.